cocukken  

* radyoda hava durumunda duydugumda hatirladim: "karmakarisik yagmur"; "nasıl yani" diye dusunurdum kucukken...

*gunesle ay ı aynı sey zannederdım. günes gündüz parlıyor, gece de karanlık oldugu icin sönüyor gibi bisi düsünüyodum sanırım. bide aksam bi taraftan girip öbür taraftan cıkıyor, öyle geziniyor gibi bi keşfim vardı.

*oturduğumuz sokağın adı eşref efendi sokak'tı ve karşı apartmanda gözlüklü bir amca otururdu, ben de o amcayı eşref efendi sanırdım.

*mercedes benz bayii vardı bizim orada. heralde mercedes benzerleri yazmak istiyorlar ama tabelaya sığmadı diye düşünüyordum. amcaya "mercedes gibi" yazarsanız sığar demiştim. anlamadı salaklar.

*babaanne evinde izlenen çizgi film bittiğinde evden kaçmaya çalışırdım , babaanne tarafından durdurulup nedeni sorulduğunda "bizim evin televizyonundaki çizgi film daha bitmedi kiii" diye yanıt vermişliğim var :).

*cola içmeden önce dayımın şişeden bir yudum almasıyla asidinin hafiflediğini sanırdım. dayım böyle yutturmuş tabi, büyüdükçe taşlar yerine oturdu..

*kredi kartıyla ödeme yapıldığında hiç para ödemiyoruz zannediyodum.(örn:ba ba bunu da alalım,neyse ki kredi kartı var diiil mii?)

*olimpiyatlarda falan sovyetler birliginden sporcular için urs yazınca rus yazacaklarına yanlışlıkla öyle yazdıklarını sanırdım (sovyetler bölününce rus yazmaya başladılar. işe o zamanlar uyanmıştım ama olsun, hah şimdi oldu dedim)

*kadiköyden vapurla karakoy'e giderken jeton atilmadigi ama dönü$te atildigi icin bizi götüren kaptanin sevabına yolcu ta$idigini sanirdim. o zaman bogaz kö;prüsünden haberim yoktu...

*ayrıca merdivenleri birbirine takarak uzaya çıkabileceğimi sanırdım

*kemoterapi yi camel trophy sanardim. kiz kemoterapi den cikti yorgun biraz dediklerinde e dogaldir camel trophy zor. dag, tas, camur yorar adami derdim. simdi insan düsünüyorda ne kadar da salakmisim yahu diyor. hatta ekliyor; düsündükce ne kadar da salakmisim dedirten sanrilar veya sanri bütünleri.

*tv de ekranın bir kosesinde cıkan kanal logolarını kamera objektiflerine yapıstırılmıs stickerlar sanırdım

*bilmem kaç ekran denilince televizyondaki kanal sayisinin kastedildigini sanırdim. evdeki 54 ekran televizyonda 18 kanal oldugunu gorunce kazik yedik sanip cok uzulmustum.

*eğer iyi bir çocuk olursam şirinleri görebileceğimi sanırdım. az süt içmedim ya anne gazlamasıyla.

*futbolda ki duvar pasini, topu saha kenarinda ki reklam panolarina carptirarak yaparlar sanıyordum. top oraya degince tac oluyordu halbuki. eee? ne diye duvar pasi deyip duruyorsun lan, uyuz spiker.

*cocukken yol kenarindaki
yagmur mazgallarini
kumbara sanip
harcligimi atardim
bu yuzden en cok
denizden alacakliyim. ehehe bu da sunay akından yerim :)


*gazetenin birinde "ünlü işadamının metresi" gibi bir manşeti okuyunca zengin insanların yanlarında mezure ile dolaştıklarını sanmıştım. kimseye de birsey sormayı;p saçma salak şeyler düşünmüştüm.

*cocukkken çok derin bi çukur bulup içine girdiğimde dünyanın öbür tarafına çıkacağımı sanırdım

*ayrıca bulutların üstünde bi şehir olduğuna inanırdım.. oraya gitmek için planlar kurardım.. zaten sonra da fizikle tanıştık..

*deprem olursa yorgani basimin ustune cekmenin korunmak icin yeterli olacaiini sanırdım..ne zamanki 17.08.1999 la tanıstım iste o zaman hayatta kalmanın nasıl bir sey oldugunu taş yıgınları arasından hücrelerime kadar hissettim ki o gun bugundur yorganı basımın ustune kadar hıc cekmem .

*dayımlarla çok takıldığımdan sanırım;
babamın adını; enişte, annemin adını; abla sanırdım

*ateist'i bir nevi "ata"cı, ataturkcu sanirdim. babama yasli basli misafirlerin ortasinda "sen ateistsin degil mi" diye sorunca ogrendim...

*hayır en komigide ozkan'i mazhar, mazhar'i fuat, fuat'i da ozkan sanirdim. hala karıstırırm gerci .

*kısa mesafeli koşu yarışlarında parkur farkından mütevellit dış parkurdaki yarışmacının yarışmaya diğerlerine nazaran daha ileride başlamasının nedenini kimseye sormadan anladığım için kendimi çok zeki sanırdım

*spora merakım küçük yıllarda baslamıs ve merak olarak kalmıs işte televizyonda bir futbol takımının kampa girdiğini duyunca antreman sahasının ortasına çadırları kurup, maç gününe kadar orada yaşadıklarını sanırdım.

*ilkokuldayken 18 yaşın evlenmek için ideal bir yaş oldugunu, 20-22 arasının daha modern insanlar için evlenme yaşı oldugunu zannederdim. anket defterlerindeki "sizce ideal evlenme yaşı" kısmına 20 yazardım. (ben modern bir çocuktum ya, ondan tabi) bunun lisesi, üniversitesi oldugunu düşünemezdim. (ne acelem varmışsa artık evlenmek için.) işin komik kısmı pek çok arkadaşım 18 yazar, nadiren 22 nin üstünde fikir belirten çıkardı.

*anayasanın bilmem kaçıncı fıkrası gibi ifadeleri normal bir şekilde fıkra sanı;p babamdan anayasa kitabını istemiştim. babamda "vay anasını kızımız daha ilkokulda anayasa kitabı istiyor" övgüleriyle en kısa zamanda tedarik etmişti anayasa kitabını. 82 anayasası* yazan kitabın üstündeki 82 sayısına da bir anlam verememiştim tabi.
kitabın tamamında komik olan birşey bulamamıştım, enteresan.
şu anki değiştirilen halinde komik ifadeler bulabilirsiniz pek tabi..

*michael jackson la madonna yi evli vee "what's your name?", "my name is" ikilisini "va tis yorney?", "mayney mis" sanirdim..

*ayrıca kendimi bi bok sanırdım. gerçi $imdi 2 bok sanıyorum ya neyse.
john trovolta'nın adını contra volta ve de cihan ünal ı yunus emre sanırdım. çok ilahi bir görüntüsü vardı gözümde.

*dunyanın ustunde degil, icinde yasadıgımızı sanırdım

*ve de soyle bisey var ki 1 ay oncesine kadar şu "kemanımla sana bir ses verebilseydim eger... "
sarkısındaki "ne yazık ki deniz engin şu ufuklar ölgün kısmını"
"ne yazik ki deli zengin şu ufuklar ördü" zannediyordum,



işte bunlarda böyle anılarım . hey gidi genclik...

This entry was posted on Perşembe, Kasım 13, 2008 . You can leave a response and follow any responses to this entry through the Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) .

0 yorum